İçeriğe geç

Güdüleme ne demek eğitim ?

Kelimelerin Gücüyle Eğitimde Güdüleme: Bir Edebi Yolculuk

Kelimeler yalnızca anlam taşımaz; bir dünyayı kurar, bir duyguyu canlandırır, bir insanı harekete geçirir. Güdüleme dediğimiz şey, aslında insanın iç dünyasında yankılanan bu kelimelerin, duyguların ve anlamların bir araya gelmesidir. Eğitim alanında “güdüleme”yi yalnızca psikolojik bir kavram olarak değil, aynı zamanda bir anlatı sanatı olarak da düşünebiliriz. Çünkü her öğretmen, bir bakıma yazar; her öğrenci ise bir metin gibi okunmayı, anlaşılmayı ve yeniden yazılmayı bekler.

Güdüleme: Anlamın Kalbinde Bir Kıvılcım

Edebiyat bize öğretir ki, hiçbir hikâye motivasyonsuz başlamaz. Don Kişot’u yollara düşüren şey bir idealdir, Anna Karenina’yı toplumsal zincirlerden koparan bir tutkudur. Eğitimdeki güdüleme de aynı şekilde, öğrencinin içsel bir çağrıyla harekete geçmesini sağlar. Güdüleme, insanın öğrenmeye, anlamaya ve kendini ifade etmeye dair derin içsel arzusudur.

Bir öğretmen, tıpkı bir yazar gibi, öğrencisinin içindeki kahramanı bulmakla yükümlüdür. Bazı öğrenciler için bu kahraman merak duygusudur; bazıları için başarı hırsı ya da anlam arayışı… Edebiyatın karakterleri gibi, her öğrenci kendi çatışmasını, kendi hedefini taşır. Eğitimde güdüleme, bu çatışmayı olumlu bir enerjiye dönüştürme sanatıdır.

Edebi Metinlerde Güdüleme: Karakterlerin Öğretmenliği

Romanlarda, öykülerde ya da şiirlerde karakterlerin motivasyonu, hikâyeyi sürükleyen ana güçtür. Edebiyat, bu yönüyle eğitim bilimlerine ayna tutar.

Örneğin, Victor Hugo’nun Sefiller romanında Jean Valjean karakteri, toplumsal dışlanmadan içsel bir dönüşüme geçer. Onu dönüştüren şey sadece adalet arayışı değil, merhamet ve öğrenmedir. Hugo, bu karakter aracılığıyla bize öğretir ki, gerçek güdüleme, dışsal ödüllerle değil, içsel değerlerle beslenir.

Bir öğretmen için de bu mesaj nettir: öğrenciyi harekete geçirmek için not, ödül ya da ceza değil, anlam, empati ve kişisel gelişim duygusu kullanılmalıdır.

Yine Orhan Pamuk’un Yeni Hayat romanında karakter “Bir gün bir kitap okudum ve hayatım değişti” der. Bu cümle, edebiyatta güdülemenin özüdür: öğrenme, insanın varoluşunu dönüştüren bir eylemdir. Eğitim, bu cümlenin yaşanabilir hale gelmesidir.

İdeallerin ve Hayal Gücünün Rolü

Edebi metinler, bireyin hayal gücüyle motive olabileceğini gösterir. Eğitimde güdüleme, sadece bilgi aktarımı değil; öğrencinin kendi hikâyesini yazma isteğini uyandırmaktır. Güdüleme, hayalin bilgiyle buluştuğu noktada başlar. Örneğin, bir öğrenciye Shakespeare’in Hamlet’ini öğretmek yalnızca bir metin analizi değildir; aynı zamanda “karar vermenin zorluğu”, “sorgulamanın bedeli” gibi evrensel insan temalarını hissettirmektir.

Bu yönüyle edebiyat, eğitimciler için güçlü bir araçtır. Öğrenciye yalnızca “ne düşünmelisin” değil, “neden düşünüyorsun” sorusunu sordurur. Motivasyonun özü de tam olarak buradadır: insanı düşünmeye, sorgulamaya ve yeniden inşa etmeye yöneltmek.

Güdüleme ve Dönüşüm: Öğrencinin Kendi Hikâyesi

Her öğrencinin içinde bir “kahraman yolculuğu” vardır. Bu yolculukta öğretmen, tıpkı Homeros’un Odysseia’sındaki bilge rehberler gibi, yön gösterir ama yolu yürüyen öğrenci olur. Eğitimde güdüleme, öğrenciyi bilgiyle değil, duyguyla bağlamaktır. Çünkü duygusal bağ kurulmadan hiçbir bilgi kalıcı olmaz. Edebiyatın büyüsü de buradadır; okurun kalbine dokunmadan zihnini kazanamazsınız.

Bir sınıf ortamında öğretmen, bir hikâye anlatıcısı gibi davranmalıdır: dersin ritmini, dilin gücünü ve sembollerin etkisini kullanarak öğrenmeyi bir anlatıya dönüştürmelidir. Öğrenciler bu anlatının içinde hem okuyucu hem yazar olurlar — tıpkı bir karakterin kendi kaderini yazması gibi.

Sonuç: Güdüleme, Edebiyatın Kalbinde Bir Öğretmenlik Sanatıdır

Edebiyat, güdülemenin en kadim biçimidir. Çünkü her metin, okuyucusunu harekete geçirmek, düşündürmek ve dönüştürmek ister. Eğitim de aynı amacı taşır. Güdüleme ne demek eğitimde? sorusunun cevabı şudur: öğrencinin içindeki anlam arayışını canlı tutmak, onu öğrenmenin şiirine davet etmektir.

Her kelime, her ders, her metin bir çağrıdır.

Ve bu çağrıya yanıt veren her öğrenci, kendi hikâyesinin kahramanı olur.

Peki sizce, sizi öğrenmeye iten kelime hangisiydi?

Yorumlarda kendi edebi çağrışımlarınızı paylaşın; çünkü her ses, bu büyük hikâyenin bir parçasıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
ilbet girişsplash